22 Haziran 2011 Çarşamba

Tüm dalgınlığım dalamadığımdan ...


Antalya'ya cehennem sıcakları dünden itibaren geldi yine !
Burada hayat yavaş akar, sırf bu sıcaklar yüzünden.
Çok hareket çok ısı,bu da buharlaşmak anlamına gelir!
O yüzden yaz geldimi,yosunlu maviliklerin kokusu çeker beni derine,
dalmaktan başka bir şey düşünemez olurum!
iş - miş hiç sarmaz beni!
Haftasonunu iple çekerim.
Hatta çoğu zaman ip kopar!
Fakat o dalış günü gelip te,şöyle deriiinn bir nefes alıp mavi suların dibine doğru indiğimde, kafamda ne kadar sorun-tasa-iş-güç-para baloncuğu varsa,suyun kaldırma kuvvetinden olsa gerek ,hepsi suyun yüzeyinde kalıverir!
ben ise dipte onlarsız :)
(bkz. altta)

15 Haziran 2011 Çarşamba

''Ferhat ile Şirin''

Amasya Belediyesi ''Ferhat ile Şirin'' Karikatür yarışmasının ödül töreni yapıldı dün Amasya'da...
Antalya'dan yola çıkıp,uzun bir seyehatten sonra heybetli dağların tam arasında kurulmuş,ortasından coşkun ırmak akan Amasya'ya ulaştım.Şehzadelerin şehri Amasya'ya.

Çok güzel bir şehirmiş,ben ilk kez gördüm,her yerinden tarih fışkırıyor resmen.Anadolu'nun bir yerlerinde gizlenmiş ne güzel şehirler varmış meğer.

Gider gitmez karikatürümde de çizdiğim Ferhat'ın dağı deldiği yeri sordum,tarif ettiler.Binip halk otobüsüne gittim.
Şehri çıktıktan sonra bir benzin istasyonu karşısında indirdi şöför.Yolun karşısına geçip sarı otların,çekirge seslerinin arasında ilerledim ve Ferhat'ın kanalına ulaştım...
Dağın alt eteği boyunca,yerden 3-4 metre yükseklikte bir yılan gibi uzamış gidiyor bu yarık. Çantamı çapraz takıp tırmandım ve kanalın içine atladım.
Çok sert kayalar,mermer gibi! İnsan gücüyle nasıl oyulmuş,nasıl öyle yontulmuş insan hayret ediyor ve tabi saygı duyuyor yapana. Kimin yaptığını sorarsanız eğer ; Ferhat'ın tek başına yapamayacağını garanti ederim :) O kadar uzayıp giden, mermer bloğu gibi bir dağı, o derece muntazam oymak değil bir kişinin, anca koca bir ordunun yıllar süren uğraşı sonucu olsa gerek! Ama Ferhat ve Şirin efsanesine de çok yakıştığı bir gerçek.

Epey bir vakit geçirdim kanalda,çok güzeldi,sessizdi hiç kimse yoktu,hatta bi ara büyük bir kertenkele ile burun buruna geldik,tam yakalamak sevmek üzereydim, son anda yarığa girip kayboldu. Kanalın muhafızımıydı yoksa? :)
İyice gezip doydum,sonra yola kadar yürüyüp otobüs bekledim bir süre ve kent merkezine geri döndüm.
Yürüyerek ödül töreninin yapılacağı tarihi Bimarhane'ye gittim, Karikatürcü Engin Selçuk ve ailesi bizlerle sohbet etmek için Tokat'tan kalkıp törene gelmişlerdi.
Epey güzel zaman geçirdik,daha sonra Muammer ve Musa abi de gelince ekip tamamlandı.
Güzel bir tören oldu.Karikatürcülerden bir kısmı kaldılar, fakat benim iş gereği dönmem gerekiyordu.
Bir daha görmek isterim kısmet olursa.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Yaz geldi ...

Havalar 20-25 derecenin üstüne çıkınca,
beynimden karikatürler uçup, yerine balıklar yerleşiyor bir bir :)
elimdeki tarama ucunu, kağıdı kalemi bir yana bıraktım yine...
Ah şu zıpkın sevdası yok mu!
Bi kere girdimi insanın aklına, kelebeği açılır ve kolay kolay çıkaramazsın bir daha ...



Hafta sonu vurduğum bu balığın adı Züber,
ama Akdenizde Şeytan diye adlandırılır.
Çok kurnaz,atak ve saldırgan mizaçlıdır.
8 metrede karşılaştık.
Ben tanıştığıma memnun oldum da, O oldumu bilmem :)
Yaz boyu tanıştığım bazı balıkları,bu şekilde sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.