''Teke yöresi'' çemberinde bulunan Antalya'da, bu hayvan çok ön plandadır..En sarp uçurumların 20-30 cm'lik küçük çıkıntılarında bile cambaz gibi korkmadan gezinirler ! Arka ayakları üzerinde yükselerek etrafındaki tüm ağaçları belaltına kadar traşlayıp doğal bahçıvanlık görevlerini gerçekleştirirler :) Yürüdükçe etrafa siyah leblebiler saçar ,doğayı başarılı bir şekilde gübrelerler.
Çok güçlü , eti biraz sert , tüyleri biraz Teke kokulu , saygı duyduğum bir hayvandır.
Burada Teke , Keçi , Çebiç , Oğlak , Davar gibi isimlerle anılırlar.
Buranın esas yerlileri Toros , Beydağı ve Tahtalı Dağı eteklerinde bu hayvanı otlatarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.Etinden,sütünden,kılından,boynuzundan,kemiğinden faydalanmışlardır.
Antalya dağlarındaki kıl çadırlarında yaşayan bu insanlar , çocuklarından ''erkek'' olanlara yüksek dağlarda Teke'lerini otlatabilecekleri değerli otlak alanlarını , ''kızlarına'' da aşağıda deniz kenarındaki değersiz kumlu alanları miras bırakmışlardır.
Fakat ne ilahi adalettir ki ; O değersiz kumlu sahillerde şimdi dünyanın en güzel 7 yıldızlı ,5 yıldızlı otelleri kurulmuş , ve tüm kız çocukları ve enişteler multi zengin olmuş durumdadır :)
Dağlardaki erkek kardeşlerin torunları da, şu an o otellerde işçi olarak çalışmaktadır...
İşte bu durum bizim Teke'nin yol açtığı bir durumdur aslında :)
Seviyorum Tekeleri :)
O yüzden bu hayvandan bir tane çizeyim dedim ...
Bu miras hikayesini daha evvel de duymuş ve derin bir "Oh olsun!" çekmiştim. Şimdi de yineliyorum: Oh olsun!
YanıtlaSilSizin teke de makus kaderini okuyarak yenmeye çalışacak gibi duruyor; ama bu ülkede okuyup da zengin olan yok ne yazık ki.
Bence de çok iyi olmuş ... Benimki de dediğiniz gibi tahsilli bir Teke..Miras kalmayınca mecbur okuyacak :)
YanıtlaSil