25 Haziran 2014 Çarşamba

Meet Point ...

                                               An gelir ;  ''İnsani bakışlar'' rafa kalkar ...
                         ''Görmek istediği gibi görmek isteyenler''  buluşma noktalarında buluşur ...


                            ( Resme daha büyük bakabilmek için  için gözlüğü yerine takınız )

5 yorum:

  1. Yazmadan duramadım...

    Bu çizim için size öncelikle ''kendi adıma'' teşekkür etmeliyim.

    Kıskançlık ve hazımsızlık ile beslenen ''leşleşmiş'' bu zombiler hayatın her alanında...
    Ailenizi, mal varlığınızı, mutluluk ve huzurunuzu, yeteneklerinizi, başarılarınızı hatta ve hatta insanlık ve iyi niyetinizi bile kıskanır ve kaldıramazlar. Bunun sonucu olarak kendilerini yetersiz ve değersiz görürler. ''izleyici'' konumunda sürekli başkalarını takip eden, kendisinin onlar kadar ''şanslı'' olmadığını düşünen hasta kişiler arasından çıkarlar. Yaşadıkları yıkıcı duygular o kadar abartılı ve kalıcı hale gelir ki deli olur ve sorun çıkarmaya başlarlar..

    Sözün kısası... Siz tüm bunları bir araya toplayarak öyle güzel betimlemişsiniz ki...
    Panelde farkettiğim an söylediklerimin hepsini aynı anda gördüm resmen!...

    Ellerinize, emeğinize, zihninize sağlık Kürşat Bey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Zeugma.

      Yorumunuzu görünce, yayınlayıp yayınlamama konusunda biraz düşündüm.
      Alınmaması gerektiği halde üstüne alınanlar olabilir diye...

      Düşüncelerinize katılmakla birlikte ; Aslında yazınızda ''Bahsi geçen bu kişiliklerin'' çok az sayıda olduklarını ve Karikatür camiasındaki diğer değerli insanlardan çok ayrı tutulması gerektiğini de söyleyebilirim.

      Maalesef doğal yaşamda ve özellikle rekabetçi bu dünyada bu tür insanlarla, her platformda çokça karşılaşıyoruz , karşılaşacağız da ...

      Daha önce bir kaç kez daha karikatürlerimin benzerleri çıkmıştı , ki ; Yüzlerce karikatür çiziyorum,maalesef arada bazıları önceden düşünülmüş çıkıyor.
      Ben çizmeye devam ettikçe, arada bir çıkmaya da devam edecektir, bundan hiç kuşkum yok.
      Dünyadaki bütün karikatürleri aklımda tutabilecek kadar güçlü bir hafızaya sahip değilim.
      Ve çizdiğim her karikatürden sonra tüm çizilmiş karikatürleri tarayacak kadar zamana da ...
      Çizerken daha önce gördüğümden şüphelendiğimi hemen çöpe gönderiyorum, bu konuda tek önlemim bu. İkinci bir önlem ise , değerli jürilerin benzerleri farkedip baştan elemesi olur , ki eminim onlar da hatırladıklarını eliyorlardır.

      Finalden önce karikatürlerin 1 hafta askıda kalması fikrine ben de katılıyorum.

      Bundan ötesi tamamen tartışmaya ve şu günlerde olduğu gibi ''Nasıl görmek istenirse, öyle görülür'' durumuna çok açık.

      İşin özü şu sevgili Zeugma ;

      Hayatımın hiç bir evresinde bir başkasının emeğine yan gözle bakmadım.
      Benim kendimden yana en ufak bir şüphem yok.
      Hiç bir zaman da olmadı...

      Karikatürden sıkılırsam , döner resim çizerim.
      Nefes aldığım sürece üretmeye devam edeceğim.

      Saygı ve selamlarımla







      Sil
    2. 1- Yorumumu yayınlayıp yayınlamama konusunda tereddüte düşmenize hiç gerek yoktu. Bu sizin hassasiyetinizle ilgili bir durum. Benim yazdıklarımı gördükten sonra normal bir insanın bana hak vermesi gerekir. Çünkü gerçekten de hayatın her alanında bu türden insanlar mevcut ve onlardan biriyle karşılaşmamış olan birini bulmak zordur. Zaten ben belirli bir kesimi kastetmemiştim. İnsan davranışları ve özellikle ruh sağlığı konusu ilgi alanım. Blogumda en fazla etikete sahip olan konudur ''psikoloji''. Başta kendi yaşadığım ilginç insan davranışları olmak üzere, ''at gözlüğü takmak''tan tutun da, kibir, kıskançlık vb konular ve psikolojik sendromların neredeyse hepsi yazı yapılmıştır.
      Öğlen çiziminizi panelde görünce inanın şimdiye kadar kafamda dolananların neredeyse hepsi birleşmiş, hatta canlanmıştı. İnanılmazdı! Ve duramayıp yukarıdaki yorumu yazdım.

      Sil
    3. 2- Şimdi gelelim diğer meseleye...
      Yerinizde olsam zerre kadar umursamazdım ''smilar'' konusunu...
      Çünkü gerçek o kadar açık ve net ki, o kadar olur ...
      Siz yıllardan beri tüm çizdiklerinizle kendinizi sonuna kadar kanıtlamış birisiniz. Çizimleriniz ve aldığınız tüm ödüller ortada. Yalnızca çizdikleriniz değil, ele aldığınız konuya dair verdiğiniz mesajlar da bir o kadar kaliteli, etkileyici ve düşündürücü. Kelimenin tam manasıyla farkındalık yaratıyorsunuz.
      Hani şöyle bir şey olur, anlarım. Bu işin içine yeni adım atmışsınız da ''Ne çizsem?'' diye bocalayıp duran biri olsanız neyse!
      Benzerlik hayatın her alanında rastlayabilir aslında. İnsan insana bile benzer. Hatta bazen tıpkısı olabilirler.
      Çok basit bir örnek vereyim. Yarışmanın konusu ''Anneler Günü'' diyelim..
      Katılanların neredeyse hepsi anne ve çocuk figürünü kullanacak mıdır? Kullanacaktır.
      Bunun yanı sıra sevgi, şefkat, özlem vb duyguları da kendi tarzına göre serpiştirecek midir? Elbette!,
      E, o zaman...? Yaşadığımız dünya aynı. Zulümler, kıyımlar, savaşlar, zalimler, diktatörler hepsi, her şey aynı. Özetle: ''Gündem aynı'' İnsanların sıkıntıları, göz yaşları aynı. Sanatçı duyarlılığı kapsamında elbette ki ara sıra ufak benzerliklerin rast gelme ihtimali var.

      Lütfen bu konuyla ilgili kendinizi zerre kadar bile sıkıntıya sokmayın.
      Ve nefes aldığınız sürece üretmeye devam edin...

      Mutluluk ve huzur her daim sizden ve ailenizden yana olsun ve hiç eksilmesin...
      Saygı ve selamlar benden...

      Sil
    4. Merhaba Zeugma ,

      Dün yapmış olduğunuz yorumunuzu yayınlayıp yayınlamamakta kararsız kalmamın sebebi ,
      dışarıdan gelecek olan karşıt yorumlarla sizi de bu çirkin tartışma ortamına sokmamak istememdendir.
      Yoksa ,yazdığınız ve yaptığınız tespitlerden yana en ufak bir çekincem yok.

      Dünkü yorumunuz , benim bugünlerdeki gündemim ile tam manasıyla örtüştüğü için , onu alıp direk benim durumuma giydirdim ve cevabı o şekilde yazdım. Yoksa sizin tespitleriniz, dediğiniz gibi sadece karikatür vb. ortamlardaki insanları değil, tüm camialardaki genel durumu irdeleyen, gözlemleyen bir yazıydı.Tekrar elinize sağlık.

      Bugün yazdığınız yazıda dikkati çeken çok önemli noktalar var.

      Demişsiniz ki ; ''Çok basit bir örnek vereyim. Yarışmanın konusu ''Anneler Günü'' diyelim..
      Katılanların neredeyse hepsi anne ve çocuk figürünü kullanacak mıdır? Kullanacaktır.
      Bunun yanı sıra sevgi, şefkat, özlem vb duyguları da kendi tarzına göre serpiştirecek midir? Elbette!,
      E, o zaman...? Yaşadığımız dünya aynı. Zulümler, kıyımlar, savaşlar, zalimler, diktatörler hepsi, her şey aynı. Özetle: ''Gündem aynı'' İnsanların sıkıntıları, göz yaşları aynı. Sanatçı duyarlılığı kapsamında elbette ki ara sıra ufak benzerliklerin rast gelme ihtimali var.''

      Bu çok doğru bir gözlem.
      Şöyle ki ; ''Amasya elması'' konulu bir yarışmaya eser gönderdim.Konu ile ilgili çizilen karikatürlerden oluşan sergiyi gezdiğimde gördüm ki ; En az 3-4 kişi aynı şeyi çizmiş !
      ''Barış'' konulu sergide de böyle oldu , '' Engelli'' konuluda da ...vb.. vb..
      Gittiğim bir çok sergide bunu görüyoruz.
      Aslında bunu herkes biliyor,

      Ve zaten aslında herkesin karikatürünün simiları çıkıyor , çıkacak da ..
      İstediklerininkini yayınlıyor, istemediklerininkini görmezden geliyorlar.
      Bunu herkes konuşuyor.

      Bununla birlikte şu bir gerçek ki ; Çok az çizenlerin çok az simiları çıkar, çok çizenlerin bu kapana yakalanma ihtimali daha fazladır.
      Hiç çizmiyorsan asla simiların çıkmaz!
      Ya da , konuyla bağlantıyı bir türlü tutturamaz ve alakasız,hiç kimsenin düşünmeyeceği kötü bir karikatür çizersen de onun simiları kolay kolay çıkmaz.

      Dediğiniz çok doğru , aynı konular , aynı yeteneğe sahip sanatçılar ,aynı toplum ,aynı yaşanmışlıklar ... Bu değerlerin hepsi birden bazen aynı karikatürde buluşuyor. Bu da ''SİMİLAR''ı doğuruyor ...
      Belki farklı bir önlem olarak bazı ustalarımızın da dediği gibi ; İlk akla gelen fikri hemen çizmemek olabilir.

      Bu Similar olayı sürecinde epey canım sıkılmakla birlikte ; Bana gelen , umduğum yerlerden, hatta ummadığım yerlerden aldığım destek mailleri , mesajları ve telefonları bende farklı bir mutluluk duygusu yaşattı.
      Bunlar ; Kazanılan ödüller bir yana dursun , dost ve arkadaşlarımdan kazandığım en büyük ödül oldu benim için !

      Ve kendileri adına bu ödülün '' ASLA SİMİLARINI BULAMAYACAKLAR ! ''

      Selamlar ve saygılar Zeugma.
      Desteğiniz ve güveniniz için teşekkür ederim.

      Sil