Yirmili yaşların başı, Anadolu'dan tek başına çıkıp gelip Tarlabaşı'na yerleşmiş, Taksim gecelerinin arka sokak mekanlarında geleneksel zurnasını farklı bir üslupla çalıp kendine yer edinmeyi başarmıştı..
Sonraları entel kesmin de dikkatini çekmiş , çevresi biraz değişmiştir.Giydiği ceket konuya sebep müşterilerden birinin hediyesi..
Karşı sokaktaki müzikholün horozuyla her karşılaştıklarında kavga edip, üst başlarını yırtarlardı bunlar gençken! O üstündeki baba yadigarı çizgili kazağın alt kısımları da hep o kavgalarda hırpalanmış yırtık yırtık olmuştur.(Pantolonun içine sokması aslında o yüzden)
Köyde, bir düğün öncesi kesilip tavuklu pilav yapılan karısından sonra bir daha hiç evlenmedi..
Zaten o yüzden oraları sessiz sedasız terkedip gitti.
Herkes onu sahne adı olan Devran Şen olarak tanısa da ,esas adı Tacettin Çil’dir
Yaşı da epey oldu , zurnası
eski köydeki gibi şen ötmese de , ara ara yine sahneye çıkar.
Gözü de halen ön sıralardaki orta yaşlı tavuklardadır :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder