İstanbul'da çalıştığım, arada bir Antalya'ya gelip döndüğüm zamanlarda yanımda götürüp beslediğim sayısız hemşehrilerimden bir tanesi de bu Kertenkele oldu.
Bu kerata bana evde yanlız kaldığım dönemlerde epey bir arkadaşlık etmiştir.
Hindistan cevizinden yaptığım bir villası, elimle kesip diktiğim siyah bir deri montu bile vardı(resimde üstünde olan):) Kimin evine gitsem camındaki bütün sinekleri yakalar,cebimde her daim bulunan kapaklı küçük kutuya atar götürüdüm.Sonra da hemşerim hepsini yerdi.Kurutulmuş balık yemini de zorla yedirip tekrar Antalya'ya dönene kadar kilo kaybetmesini engellerdim.
Normalde çok hızlıdır,yakalanıp kendini sevdirmesi mümkün değil.O yüzden akşam işten gelince onu hep hindistan cevizi içerisinde yakalardım,orayı severdi.
Sonra önüme bir gazete serer, onu üstüne koyar izler,parmağımla okşardım.
gazetede kaçamıyor,kaçmaya çalışınca aşırı hızdan dolayı patinaj yapıp yerinde sayıyor :)
İşyerine de götürdüm defalarca,orada kahramandı ama kimse ellemiyordu,birisi elini uzatınca ağzını açıyor,milleti tırstırıyordu(halbuki hepsi blöf,ısırmazdı,kuru tıslamadan başka hiç bir numarası yoktu)
Bir gün Antalya'ya dönüşümde, götürüp onu altında yakaladığım kayanın üstüne bıraktım,hemen eski yerine daldı bir hamlede!
Sanki bütün yaşananlar hiç yaşanmamış gibi...
Kertenkele bu ; Soğukkanlıdır, fazla insanlık beklememek lazım :)
Neyse böyle işte,epey de yazmışım,anlatsam maceralarını sayfalar alır,öyle güzel bir hayvandır.(Bizim burada adı ''Keler''dir.)
(Büyük hali için üzerine tıklayın)
harika! ne kadar sevgi dolu anlatmışsınız:)
YanıtlaSilecerce teşekkürederim,
YanıtlaSilçok sevimliydi keler'im.
Bi ara da beslediğim bukalemunu anlatıcam,çizimini nereye koyduğumu bulursam...
Çocukken yaz gelince Toros dağlarındaki yaylalara çıkardık,çok katlı binalardan birden bire köy evlerinden birinde bulurdum kendimi. Bahçe kertenkele kaynardı. Ben de yavrularının peşine düşerdim. Zorlu bir kovalamacadan sonra kuyruğunu koparmadan elime alıp uyuturdum onları. Boyu 5 cm olan bu minik yavrular en büyük sevdamdı. Hayvan sevmek çok güzel bir duygu...
YanıtlaSilGüzel bir anlatım. Bıraktığınıza üzülmüş gibisiniz sanki.
YanıtlaSilKimin aklına gelir ki kertenkele beslemek? İlginç...
Ve güzel bir çalışma
şimdi ben bunun kuyruğunu silgiyle silsem, yenisi çıkar mı? :p
YanıtlaSilANG : evet küçük kertenkeleler çok sevimli oluyor,
YanıtlaSilavcuna alınca insan,elinin sıcaklığından dolayı hemen uykuya dalıyorlar :)
Sühan teşekkürederim.
YanıtlaSilKertenkelemi bıraktığıma üzülmüştüm kendi adıma,ama vakti gelince kendi mekanına salıvermek gerek.deri montunu çıkarıp salıverdim sıcak bir günde...
LoveMeorLeaveMe ; güzel bir yaklaşım!
YanıtlaSilBu olasılık hiç aklıma gelmemişti.
Bundan sonra kertenkele kuyruğunu tükenmez kalemle çizerim:)
Hikaye güzel, çizim ve kompozisyon ise ayrı bir ustalık işi.
YanıtlaSilSanki doğanın sırlarına meraklı, ortaçağın Leonardo'su veya Albrecht Dürer'i çizmiş gibi. Fonun "eskimiş kağıt" havası ve ortadaki kat izi de bu izlenimi güçlendiriyor olabilir :)
Omar Özenir ;
YanıtlaSilGüzel sözleriniz için teşekkürederim,
Hayvanları ve onları incelemeyi çok seviyorum.
Hatta çocukken hatırladığım ilk çizimim,yere düşen ölü kuş yavrusu çizimimdi.
Üstte çizim yaptığım kağıt ise çimento torbası :)
Very inspiring!It is said the lizard is very wise.African's used to say:"A lizard,being wise, never attacks lions , but flies!" Thank you for following,dear Zaman
YanıtlaSilAfrican saying impressive :)
YanıtlaSilThanks for your comment.